Mikrofon Karşılaştırması (Elektro Gitar)

Farklı mikrofonlar, ses karakteri bakımından önemli ölçüde farklılık gösterir ve bu da amfiden elde edilen sesin biçimlenmesinde belirleyici bir rol oynar. Bu nedenle, uygun mikrofonun seçimi kritik bir öneme sahiptir. Hochschule Düsseldorf’ta yürütülen bir proje kapsamında, çeşitli mikrofonların ses karakteristikleri sistematik olarak karşılaştırılmış ve bu farkların elektro gitar sesi üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir.

Kullanılan Mikrofonlar

Kondenser mikrofonlar, ses dalgalarını elektriksel sinyallere dönüştürmek için elektrostatik prensip ile çalışır. Bu mikrofon teknolojisinin temel bileşeni, iki yüklü plaka içeren kondenser kapsüldür: sabit bir arka plaka (karşı elektrot) ve hareketli bir diyafram. Ses dalgaları diyaframa çarptığında, bu iki plaka arasındaki mesafe değişir; bu da kondansatörün kapasitansını etkiler. Kapasitans değişimi sonucu elektriksel bir sinyal üretilir.
Kondenser mikrofonlar, geniş frekans aralığı ve yüksek hassasiyetleri ile bilinir. Bu özellikleri sayesinde sesin en ince nüanslarını ve detaylarını büyük bir doğrulukla yakalayabilirler. Ayrıca genellikle düşük iç gürültüye (self-noise) sahip olmaları, sessiz kaynakların net bir biçimde kaydedilmesini sağlar. Ancak, kondenser mikrofonların çalışabilmesi için genellikle haricî bir güç kaynağına ihtiyaç vardır. Bu güç, çoğunlukla bir pil veya phantom power (48V fantom güç) ile sağlanır.

Dinamik mikrofonlar, elektrodinamik prensip ile çalışır. Temel yapıları, bir mıknatıs alanı içinde hareket eden bir bobine bağlı titreşen bir diyaframdan oluşur. Ses dalgaları diyaframa etki ettiğinde, bobin manyetik alan içerisinde hareket eder ve indüksiyon yasasına göre elektriksel bir sinyal oluşturur. Ancak, dinamik mikrofonların çıkış voltajı genellikle düşüktür; bu nedenle, elde edilen sinyalin önemli ölçüde yükseltilmesi gerekir.
Dinamik mikrofonlar, yüksek ses basınç seviyelerine (SPL) dayanıklı olmalarıyla öne çıkar; bu da onları gitar amfisi gibi yüksek sesli kaynaklar için ideal hâle getirir. Ayrıca yapıları gereği son derece sağlamdırlar ve çevresel gürültülere, titreşimlere karşı dirençlidirler. Çalışmaları için haricî güç kaynağına ihtiyaç duymazlar; çünkü sinyal, diyaframın hareketiyle doğrudan üretilir.

Şerit(Ribon) mikrofonlar, mikrofon teknolojileri içinde özel bir sınıfı temsil eder ve şerit prensibi (ribbon principle) ile çalışırlar. Neredeyse her zaman basınç gradyanlı transdüserlerdir. Temel yapıları, manyetik alanın kutupları arasında çok ince bir metal şeridin (ribbon) hassas biçimde konumlandırılmasına dayanır. Ses dalgaları bu şeride çarptığında, şerit manyetik alan içerisinde hareket eder ve elektriksel bir gerilim indüklenir. Bu gerilim, daha sonra bir elektrik sinyali olarak dışarıya aktarılır. Ancak şerit mikrofonların ürettiği voltaj çok düşük olduğundan, sinyalin genellikle yaklaşık 30 kat yükseltilmesini sağlayan bir iç trafoya ihtiyaç duyulur.
Şerit mikrofonlar, mekanik olarak gerilmemiş ve oldukça hafif şeritlerinin ses dalgalarına kolayca tepki verebilmesi sayesinde doğal ve yumuşak bir ses karakteri sunar. Bununla birlikte, şerit mikrofonlar genellikle diğer mikrofon türlerine kıyasla daha sınırlı bir frekans tepkisine sahiptir; bu da onlara karakteristik bir orta frekans ağırlıklı ses verir.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise şerit diyaframların mekanik olarak hassas olmasıdır. Bu mikrofonlar, şiddetli hava akımlarından, kapı çarpmalarından veya patlayıcı sessiz harflerden (plosive sounds) korunmalıdır; aksi hâlde zarar görebilirler.


Aşağıda listelenen mikrofonlar, ait oldukları çalışma prensibini temsil etmek üzere karşılaştırmaya dahil edilmiştir:
Kondenser Mikrofonlar
  • Sennheiser MKH800
  • AKG C414EB
Dinamik Mikrofonlar
  • Sennheiser E604
  • Shure SM57
Ribon Mikrofonlar
  • Royer R-121

Kurulum ve Uygulama

Bir reamping kutusu aracılığıyla, daha önce kaydedilmiş kuru (dry) bir DI sinyali, tür için uygun ayarlarla Fender Super Twin gitar amfisinden yeniden çalındı. Mikrofonların karşılaştırılabilirliğini en üst düzeye çıkarmak amacıyla her biri, aynı konuma sırayla yerleştirildi. Amfi üzerinden çalınan kısa elektro gitar örneği, funk türüne aittir.

Mikrofonların amfiden olan uzaklığı 4 cm olarak sabit tutuldu.

Uzaklık ölçümü, her bir mikrofonun merkezinden hoparlör kabinine olan mesafe baz alınarak yapıldı.









Mikrofonun merkezinden hoparlör kabininin kenarına olan mesafe 15 cm olarak belirlendi. Bu ölçüm sayesinde, mikrofonun hoparlör konisine göre olan konumu tüm kayıtlar için tutarlı şekilde korunmuş oldu.

Mikrofon merkezinden hoparlör kabini kenarına olan mesafenin ölçümü.







Funk
Fender amfide yapılan ton ayarları aşağıdaki gibidir:
Ton ayaları: Funk




Sonuçlar

Mikrofonlar arasındaki farkların karşılaştırılabilir hâle getirilmesi amacıyla, her bir kayıt FabFilter Pro Q3 eklentisi kullanılarak analiz edilmiş ve elde edilen sonuçlar grafiksel olarak sunulmuştur. Farklı mikrofonlarla yapılan kayıtların frekans spektrumundaki seviye farklılıkları bu analizlerde açıkça görülebilmektedir.

Funk
Mikrofon karşılaştırması – geçişli versiyon (switching)

Mikrofon karşılaştırması – sabit versiyon (non-switching)


Shure SM57
Shure SM57

Shure SM57, elektro gitar kayıtlarında sıkça kullanılan, oldukça tanınmış bir dinamik mikrofondur. Bu mikrofon, orta/yüksek frekans aralığında (yaklaşık 5 kHz'e kadar) belirgin bir yükselme ve daha yüksek frekanslarda ise hızlı bir düşüş ile karakterize edilir. Bu özellik, sesin parlak ama kulak tırmalamayan bir tınıya sahip olmasını sağlar; dolayısıyla elektro gitar ve perküsyon kayıtları için oldukça uygundur.








Sennheiser E604
Sennheiser E604

Sennheiser firmasına göre, bu mikrofon 130 dB’e kadar yüksek ses basıncına dayanacak şekilde tasarlanmıştır. Bu nedenle, düşük seviyeli sinyallerde dinamik aralık daha sınırlı olabilir. Bu özellikleriyle, yüksek distorsiyonlu ve yüksek sesli sinyaller için daha uygun olabilir. Ancak elektro gitar bağlamında nadiren kullanılır. Bu mikrofonun öncelikli kullanım alanı, perküsyon enstrümanları, özellikle de tom davullarıdır.







AKG C414 EB
AKG C414 EB

AKG C414 EB, klasik ve çok bilinen büyük diyaframlı kondenser mikrofonlardan biridir. Çift diyafram teknolojisi sayesinde, farklı polar pattern seçenekleri sunar. Bu yapı, yakınlık etkisinin (proximity effect) kullanılmasına olanak tanır. Düşük frekanslardaki bu artış, özellikle caz kayıtları için mikrofonu ideal hâle getirir.








Sennheiser MKH 800
Sennheiser MKH 800

Bu mikrofon, beş kademeli yönelme karakteristiği (polar pattern) seçimine olanak tanıyan bir kondenser mikrofondur. Aynı zamanda çok kademeli pad (zayıflatıcı), low-cut filtre ve yüksek frekans yükseltme (high boost) özelliklerine de sahiptir. Bu kurulumda hiçbir zayıflatma, kesme veya yükseltme uygulanmamıştır. Polar pattern olarak kardioid seçilmiştir. Bu ayarda frekans tepkisi neredeyse tamamen lineerdir ve bu sayede tüm sinyaller çok yüksek doğrulukla kaydedilebilir. Mikrofonun kayıt sırasında sesi değiştirmemesi istenen durumlar için son derece uygundur.






Royer R-121
Royer R-121

Fiziksel özellikleri gereği, şerit mikrofon olan Royer R-121, orta frekanslara duyarlı olacak şekilde tasarlanmıştır ve bu da daha sıcak kayıtlar elde edilmesini sağlar. Shure SM57 ile benzer şekilde, orta-yüksek frekansları belirgin şekilde iletirken, yüksek frekanslarda nazik bir düşüş (roll-off) gösterir. Bu da sert ve agresif seslerin önüne geçer. Bu nedenle, birçok müzik türü için ilgi çekici bir seçenek olabilir.









Literatur:  Weinzierl, Stefan: "Handbuch der Audiotechnik", 1. Aufl. Springer Berlin, Heidelberg, 2008, ISBN 978-3-540-34300-4